Kilo: 73,9
Cumartesi sabah tartıldığımda 73,5 kiloydum. Pazar günü ayakları kaldırıp yattım. Ama cumartesi günü 10km den fazla yürüdüm. Öyle tatlı falan da yemedim. Yani kaçırdıysam bile 400 gram’lık kaçırmış olamam. Öyleyse neler oluyor? Sanırım gerçekten ne olup bittiği yarına belli olur 🙂 Yarına kadar bu konuda moralimi bozmamaya karar verdim 🙂
Cumartesi günü yürüdüğümüz rota yaklaşık olarak böyle bir şeydi. Moda’dan çıktık, fenerbahçe tesislerine uğradık (Nil’e jimnastik dersi baktık). Kalamış parkında biraz takıldık. Fenerbahçe buruna gidip yüzme havuzunu gezdik. Dönüşte de, bu sefer sahilden biraz daha uzun bir mesafeden yürüdük. Tabi 10km’yi aşkın yürüyüş sonunda hem nil’in, hem de benim ayaklarımızı kaldırıp yatmamız gerekti pazar günü. Planladığımız piknikten vazgeçtik ve yan gelip yattık 🙂 Tamam, yan gelip yatmış olabilirim ama bence hala 400gram fazla 🙂
Tabi biliyorum. Şimdi bir çoğunuz her gün tartılmak doğru değil diye düşünüyorsunuz. Tamam, olabilir. Ben de şöyle düşündüm: Madem hergün tartılmaktan vazgeçmiyorum, en azından resmi bir tartı günüm olsun ve oradaki değerler kabul edilsin. Önce çarşambaları iyi olur diye düşündüm. Malum, hafta ortası. Ayrıca hafta sonlarında çok başarılı olmadığım göz önüne alınırsa 🙂 pazartesi’den de yeterince uzak :). Sonra öğrendim ki, instagram’da bir oyun oynuyorlarmış. Her cuma #diyetOyunu hashtag’i ile insanlar tartı fotoğrafı gönderip, en çok kilo vereni birinci ilan ediyorlarmış. Herkesle birlikte tartılmak bir nevi motivasyon gibi geldi bana. Hani Türkiye’de Weight Watchers gibi destek grupları yok ya. Onun yerine böyle bir şey kullanılabilir. Yarışma kısmı sadece bir oyun, önemli değil. Ama hesap verme kısmı işe yarayabilir. Uzun lafın kısası, bundan sonra sadece cuma günleri tartının dediklerini önemseyeceğim. Aralar konusunda da sessiz kalmaya çalışacağım 🙂
Benden şimdilik bu kadar. Bu arada vakit bulabilirsem bloğa iki yeni bölüm geliyor. Ama süpriz olsun.
Hepinize iyi haftalar,
Ozi
Recent Comments